Herkese Merhaba;
Eşim Deniz ile 20 – 27 Mayıs
tarihlerinde yaptığımız Göcek Hamam Koyu ndan Marmaris Turgut Köyü ne olacak
seyrimizi anlatmaya çalışacağım sizlere. Bu seyri eşimle 3 ay önceden planlamış
uçak biletlerini kampanya varken almıştık. Planımız kızımız Tauna Su yuda
almaktı fakat son anda fikir değiştirerek ikimiz gitmeye karar verdik.
Seyrimize kısa bir süre kala Çırak Ailesi ninde Marmaris te olacağını öğrenip
birlikte seyir yapmak üzere plan yapmaya başladık.
Denizin Fatihi ;
Kafamdaki seyir planı şu şekilde
idi. İlk gün Hamam Koyundan çıkıp Kurtoğlu Burnu nu dönerek Ekincik rotasını
tutacak ve o gece Ekincik te yatıp ertesi gün yoluma devam edecektim. Bu rota
yaklaşık 26 mil
yani ortalama hızım 5 Knot olması ile 5-6 saatlik bir yolculuktu. Sorasın da
ikinci günde Ekincik – Çiftlik Koyu rotasını tutacaktım. O seyrimde takribi 20 mil di. Yani 4 Saat.
Planımız Serdar ve Sanem Çırak ile burada buluşmak sonrasında birlikte Symi
rotasına inmekti yani güneye. Bir kaç gün birlikte Symi de vakit geçirdikten
sonra onlar Marmaris Merkez e bizde Turgut a yeni yerimize dönecektik. Aslında
bir anlamda bizim için bu seyir bir transferdi de. Kışı Geçirdiğimiz Göcek koylarına
artık veda edip Hisarönü ne yazı geçirmek için yeni yerimize bağlanacaktık.
1.
Gün
İlk gün uçağımızı erken vakte
aldığım için öğlen sularında Deniz in Fatih ine vardık. İlk işim hemen tekneyi
neta etmek ve denize çıkmak için hazırlamakdı. Fakat bir terslikle karşılatım.
Motor aküm boşalmış marş basmıyordu. Tekne ile ilgilenen arkadaş Volvo Penta olan
motorumun panelini açık unutmuş dolayısıyla aküm boşalmıştı. Hemen servis
aküsünün birini motora bağlayıp tekrar denedim ama sanırım paralel bağladığım
için sonuç değişmedi. Bende Erol Şar ı aradım durumu aktarıp ne yapmam
gerektiğini sordum. Kendisi bana bu şeklide denize çıkamayacağımı yeni bir akü
bulup denememi söyledi. Nitekim yeni bir akü vardı bağlı olduğum yerde ve onu
alarak motora bağladım. Akünün yeniliğini test içinde Erol ağabeyin tavsiyesi
ile marş basarken akünün Voltajını ölçtüm. Akü iyi görünüyordu. Bu arada
tekneyi de neta etmiş hazırlıklarımı bitirmiştim. Tabi saat ilerlemişti bu arada, eğer
çıkmazsam planımdan bir gün kaybedecektim. Baktım saat 15:30 olmuş çıkarsam
hava kararmadan tam ucu ucuna girebileceğim istediğim limana. Gece karanlığında
girmek istemiyorum. Çünkü ilk defa gideceğim bir yerdi Ekincik. Ve döneceğim
bir burun vardı. Denizin karşımdan geleceği de aşikardı o gün. Nitekim daha
fazla oyalanmadan çıkmayı ve eğer düşündüğüm gibi olmazsa saklanacak yer
aramayı kararlaştırıp avara oldum, çok sevdiğim Hamam dan. Hamam dan çıktığım
gibi batı lı esen rüzgarı kullanmak için cenovamı açtım. Ve pupa seyrine
başladım. Hızım yakşalık 7-8 knot esen rüzgar ve 1.100 devir çalışan 29 beygir
motorumla 6 knot civarı. Dar boğazı rota tutup kendime, geçtim. Darboğazdan
çıktıktan hemen sonra artık açık deniz havası almaya başlamıştık. Dalgaları kesen
Kurtoğlu Burnunun saçağında yaklaşık 10 mil kadar yolumuz vardı. Rüzgar orsa açısı
ile geliyor 10-12 knot lara oturmuştu. Bende bu havalar kaçmaz diyerek Ana
Yelkeni açtım. Yelken motor hızımız 6-7 knot arası burunun güneyine doğru
seyirimiz başladı. Sancağımızda Göceğin doğuya açık, ama Göcek in iç koyları
kadar güzel koyları tek tek dümen suyumuzda kalmaya başladı.
İlk teknemizi Göcek de teslim
aldığımızda sevgili Merem bana ‘Fatih Kışın Göcek çok güzel olur bence orada
kal’ demiş ve benim bu bölgenin en güzel koylarından Hamam koyuna aşık olmama
sebep olmuştu. Bende Hamam daki personel ile tanışıp kendimi de sevdirince
oralı olmuştuk 3 ay boyunca. Çok da iyi yapmışım diyorum bugün. Dalaman
havalimanı 12 km.
mesafede buraya. Öce Sarsala ya araç ile gidiyor sonrasında 15 dakika süren bot
yolculuğu ile Hamam a varıyordum. Ulaşım kolaylığı olduğu kadar doğuya yani
Fethiye, Ölü Deniz, Kelebekler Vadisi rotasına hatta batıya Ekincik, Marmaris,
Çiftlik rotasına da kolayına seyir imkanı veriyordu burası. Tek aklımda kalan
yer Kaş, Kalkan ve Kekova olmuştu. En uzun gelebildiğim 3-4 gün, bu seyre imkan
vermemişti hiç Göcek te kaldığım sürede.
Kurtoğlu Burnu nu döndüğümüzde
saatimiz 18:00 civarı idi sanırım. Rüzgar burunu dönünce 17-18 Knotlara oturmuş
artık deniz kaldırmaya başlamıştı. Bu pek iyi değildi, ana yelkenim açık ama
çalışmıyordu. Hızımızda kafadan deniz aldığımız için 5 knotlara gerilemişti. Bu
hızla istediğim zamanda Ekincik e varamayacaktım. Bir saat daha bekleyip ana
yelkenin çalışmasını ve tekneyi hızlandırmayı denedim. Baktım Ekincik e girmem
geceye kalıyor, yedek plana geçtim. Planım Sarıgerme Baba Adasının rüzgar altına
demir atıp geceyi orada geçirmek. Bununla ilgili hazırlıklarıma başladım hemen.
Öncelikle bölgenin özelliklerini öğrenmek için Vira Demir e baktım. Sadun
Ağabey burası için çok korunaklı değil yüzme molası harici tesviye etmiyorum
yazıyordu. Başka seçeneğim yoktu ama, Sadun Abi kafamı karıştırmıştı. O arada
diğer pilot kitabım Rod Heikel in kitabına da bakmak geldi aklıma. Rod burası
için, kıçtan çıma alındığında gece konaklanabilir olarak yazmıştı. Aklıma yattı.
Hem Hayrettin Abi den aldığım kıçtan kara makarasınıda deneme fırsatım
olacaktı. Adanın doğusuna rota tutmaya başladım. Yaklaşık 19:00 civarı adanın
arkasına varmıştık. Yaklaştıkça içeride 4 tane daha yelkenlinin olduğunu fark
ettim. Onlarda havadan buraya sığınmışlardı. Adanın arkası süt liman
demirlemeye çok uygundu. Tek sorun içerideki teknelerin geniş geniş demir atmış
olması bana sıkışık bir yer bırakmaları idi. Gerçi kıçtan çıma tutacağım için çok
da sorun değildi benim için. Sadece çımayı alana kadar tekne gezerse onlara
yaklaşabilirdik. Rüzgarın giremediği bir yer kestirip gözüme demiri 8 metre suya funda ettim.
Çıma için güvertedeki botu suya indirmek işime gelmedi. Makaranın halatının
ucunu elime alıp atladım suya. Deniz e de dümende durmasını çok sıkışırsa
sancağımızda olan tekneden kaçmak için tekneye yol vermesini söyledim. Karaya tam
ulaştım derken baktım elimdeki halat birkaç metreyle yetmiyor. O arada karaya
yakın olan bir tonozda bağlı balıkçı teknesinden bir genç durumu görmüş hemen
botuna atlayıp bana yardıma gelmişti. Balıkçı arkadaşın yardımıyla bizim kayığı
biraz yaklaştırarak çımamızı bağladık. Deniz çok sıcak ve keyifli idi. Biraz
daha yüzmeye devam ettikten sonra kayığa dönüp kurulandım. İlk gün
seyrimizi tamamlamış gayet güzel bir yere bağlanmıştık. Baştan deniz aldığımız
için kaçan keyfimiz yerine gelmişti artık. Dinlenme ve yemek vaktiydi.
Yemeğimizi yedikten sonra çok geç vakte kalmadan yatıp sabah erkenden seyre
çıkmaya karar verdik.
Hamam - Sarigerme ;
2.
Gün
Sabah 9 sularında uyandık. Ben
hemen denize atlayıp karaya bağlı halatı alıp geri geldim tekneye. Böylelikle
yüzümde yıkanmış oldu. :) O arada Deniz de tekneyi neta etmiş seyire
hazırlamıştı içerisini. Demirimizi toparlayıp düştük Ekincik yoluna. Çok uzun
bir seyir olmayacaktı. Yaklaşık mesafe 12 mil civarında. Rüzgar sabah olduğu için
sakin ve denizde kaldırmamıştı henüz. Hafif esen orsa açılı rügar ile cenovamı
açmış yine yelken motor 6 knotlarla seyir ediyordum. Öğlen sularında Ekincik
koyu ağzına ulaştık. Yine pilot kitaplarım kontrolu ile My Marina ya girmeye
karar verdim. Burası çok methini duyduğumuz bir yer. Geçmişte ne krallar,
kraliçeler, ünlüler ağırlamış bu marina. Bizim neyimiz eksik dimi. :) Burası T biçiminde
beton bir iskelesi olan iskelenin hem içine hem dışına hemde ağzına tonoz
döşenmiş korunaklı bir yer. Hatta açıkta mega yatlar için tonoz bile
döşemişler. Burasının olayı şöyle, günlük bir bağlama bedeli alıyor ve elektrik
suyu ücretsiz sağlıyorlar. Bizim boy bir tekne için yani 37 feet e 70 TL bağlanma
parası talep ettiler. Bir gün kalacağım için önemsemedim ama çok tabiî ki. Son
üç yıla kadar restaurant kullanımında bağlanma ücretsiz imiş. Ama bakmışlar
kurtarmıyo sistem bu şekilde değişmiş. Çok temiz ve bakımlı bir yer burası.
Ufak bir bakkal yapmışlar. Ama pek bir şey bulmak mümkün değil. Ben lazım olur
diye bir paket buz aldım sadece. Bugün buradayız ve hava çok güzel değil.
Denize girmek güneş olmadığı için keyifli olmayacak belli ki. Güverteye
hamağımı kurup 1 saat kadar uzanıyorum. Sonrasında aklma Dalyan ve İztuzu nu
gezmek geliyor. Nasıl gidebileceğimizi sorduğumda Ekincik Koop. nin yardımcı
olacağını söylüyorlar. Arıyor ve tarifeyi soruyorum. Saat geç olduğu için kısa
olacağını eğer yarın müsait isek turlarının olacağını söylüyorlar. Bugün için
kısa bir tur yapabileceğimizi ve fiyatın ne olduğunu sorduğumuzda 350 TL
diyorlar. Bu bize toplamda 6
mil sürecek bir seyir için çok pahalı geliyor.
Pazarlıkla en fazla 200 TL indiriyorum ama buda çok fazla. Aklımız
göremediğimiz tarihi eserler ve kanalda kalıyor ama yapacak bir şey yok. Bugünü
dinlenerek geçireceğiz belli ki. Ben o arada tekneyi yıkadım, Deniz içerisini
toparladı derken gün bitti zaten. Akşam
marinanın ünlü restaurant ında yemeğimizi yiyip erkenden yattık. Sabah Ekincik
ten Marmaris Çiftlik koyuna gideceğiz. Yaklaşık yolumuz 18 mil.
Ekincik My Marina ve Denizin Fatihi ;
3.
Gün : ‘En Maceralı Gün’
Sabah 8 de uyandık.
Yine hemen ayrılma hazırlığı yapıp kahvaltıyı yola bıraktık. Bu arada gece
Gezgin Korsan ı okurken Aksaz Askeri Bölgesinde atış talimi olduğunu geçişlerin
kapalı olacağını okudum. Aklıma Tümay ağabey i aramak geldi sabah. İlk işimde
onu aramak oldu uyanınca, zira kendisinin bu konularda bilgisi benden çok daha
fazla. Durumu aktardığımda Sahil Güvenlik le iribata geçmemi yerimi ve rotamı
bildirmemi söyledi. Hemen Sahil Güvenlik i telefonla aradım bende. Gerektiği
gibi bilgileri kendilerine verdim, ne yapmam gerektiğini sordum. Telefonumu alıp
bana döneceklerini söylediler. Beş dakika sonra beni o bölgedeki Sahil Güvenlik
teknesinin komutanı aradı. Geçişimin sorun olmayacağını Yılancık Adasının
güneyinden geçmemi istediler. Zaten dedikleri rotadaydım. Teşekkür edip
telefonu kapattım ve olağan seyrime devam ettim. Yarım saat geçmemişti ki
Kocaman bir savaş gemisi bir anda üzerimize gelmeye başladı. Eyvah yanlış giden
bir şeyler var diye düşündük. Dev gibi gemi tüm hızıyla bize doğru geliyordu.
İlk önce korktum ya bizi görmüyorsa diye. Sonra anladık ki bizi uyarmaya
çalışıyor. Megafonla uyarı yapıyor. ‘Pruvamdaki yelkenli tekne bu bölge askeri
atış alanı olup şu anda talim yapılmaktadır ivedilikle bu bölgeyi doğu yöne
doğru terk edin Tamam ! ‘. Aynı anonsu defalarca hem Türkçe hem İngilizce
tekrarladılar. Tabi biz hemen batıya olan pruvamızı doğuya çevirerek motora
kuvvet kaçmaya başladık. O arada Sahil Güvenlik i arayarak durumu sordum
tekrar. Kendilerine bilgi gelmediğini hemen yanımıza geleceklerini söylediler. On dakika
geçmeden yanımızda bitiverdiler. O arada bizim geçtiğimizi gören birkaç
yelkenli, bir mega motoryat, birde 30 metre civarındaki bir tekne peşimize
takılmış, kimi sahile yakın hattan kimi bizim gibi ortadan geçiş yapmaktaydı.
Savaş gemisi üşenmeden hepsinin tek tek yolunu keserek doğuya çevirdi. Nitekim
birkaç dakika sonra iskelemizdeki Yılancık Adasında tatbikat başladı. Ardı
sıra bombalar, makineli tüfekler ateşlenmeye balamıştı, patlama sesleri bizi
hayrete düşürdü. İlk defa böyle bir olay yaşıyordum. Her tarafımız bir anda
Savaş Gemileri ve Holikopterlerle sarıldı. O arada yasak hattın dışına varmış
motorumuzu kapatmış Cenovamız ile eğleniyorduk. Sahil Güvenlik tekrar arayarak
saat 11 de geçişe izin verebileceklerini, bir saat kadar beklememiz gerektiğini
söylediler. Bizde hay hay tabi ki olur, tehlikeli değil ise burada
eğleneceğimizi ilettik. Bir saat civarı adaya isabet eden füzeleri ve topları
seyrettik. O arada yanımıza ufak bir surat teknesi yanaştı. Dümenindeki arkadaş
noluyor abi burada diye çıkıştı. Tatbikat varmış, bitmesini bekliyoruz dedik. Ya
abi aklım gitti 10 dakika önce ada iskelemde 30 knotla buraya gelirken çok
yakınımda patlama sesleri duydum çok korktum. Bumuymuş olay dedi. Bizde aynı
şekilde korktuk ama sorun yok burada bekleyebilirsin diyerek kendisini telkin
ettik. Bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorduktan sonra birlikte beklemeye
başladık. Talim bitmiş geçişe onayımızı aldığımızda saat 11:10 idi. Yılancık
Adasının 2 mil
açığından Çiflik e gidebileceğimizi söylediler. Tabi istediğim gibi öğleden
önce geçişimi tamamlayamamıştım, öğleden sonraya kalacaktık. Buda istediğim bir
şey değildi. Çünkü bugünde hava batıdan esecek bize kafadan deniz kaldıracaktı.
Nitekim düşündüğüm gibi de oldu, saat 3 civarı rüzgar 20-25 knotlara çıktı oda
1-1,5 metre
deniz yaptı. İnşallah bu son kafadan deniz alacağımız seyrimiz olacaktı. Bu
günden sonra rahatlayacaktık. Son bir saat de rüzgarın geliş açısı orsa yı
kurtarmaya başlayınca sadece yelken ile devam ettik. Çiflik, girişinde bir adası
bulunan kara bağlantısı olan bir koy. Burayı Çırak Ailesi çok seviyor. Her
tatillerinde burada birkaç kalıyorlarmış. İlk geldiğimde bende çok sevmiştim,
özellikle biz şehir merkezlerine pek girmediğimiz için market ihtiyacımızı
gidermek iyi oluyor. Bu koyda sanırım 5 adet restaurant iskelesi var. Biz tam
ortada olan Rafet in yerine bağlanıyoruz hep. Zaten markette orada. İskelelere
hem kıçtan tonoz alarak bağlanılabiliyor hemde aborda olunuyor. Ben aborda
oluyorum her seferinde, kolayıma geliyor çünkü. Bu iskelelerde elektrik, su ve
bağlanma ücreti alınmıyor. Sanem Hanım ın söylediğine göre suyu artezyen arıtma
olduğu için kokuyormuş ama biz pek anlayamadık.
Bugün Çırak Ailesi ile burada
buluşacağız. Biz bağlandıktan sonra elektriğimiz ve suyumuzu alıp yüzme molası
verdik. Sonrasında muhteşem ev köftesi ile öğle yemeğimizi yedik. Bu restaurant
ın hem balıkları hemde eti çok güzel oluyor. Fiyatlarıda makul düzeyde. Çırak
Ailesi akşam üstü 19:00 civarı koya giriş yaptılar. Her zaman bağlandıkları
gibi kıçtan kara tonoz alarak yerlerine yerleştiler. Biz Serdar Ağabey ve Sanem
Abla yı çok seviyoruz Eşimle. Hatta teknemizi Marmaris e yakın yere
bağlamamızın sebeplerinden biri de onların yakın olması. Geldikleri gibi hanımlar
hasret gidermek için cafede çaya bizde teknede likid e başladık. Serdar Ağabey
in teknedeki ilginç icatları üzerine likid
eşliğinde sohbet ettik. Serdar Ağabey enteresan bir adam, yazılarını okuyan herkes
bunu bilir. Teknenin her yerinden değişik bir şey çıkıyor. Bumbada kameralar
kaportada her türlü gösterge panelleri. İçerideki ışıklandırmalar uzaktan kumandalı. :)Devamlı tekneyi kameraları ile canlı
izliyor kendisi. Gece mükellef bir
yemek, şahane bir sohbet eşliğinde birlikte çok güzel vakit geçirdik.
Bugün yorucu ve
heyecanlı bir gündü, sabah Symi yolu var.
Tatbikatın yapıldığı Askeri Alan ;
Tatbikattan Canlı Yayın ;
Spikerimiz Fatih. :)
Spikerimiz Deniz. :)
4.
Gün
Çırak Ailesi ile sabah 10 da
kahvaltı, 11 gibi avara kararı aldık. Yolumuz yaklaşık 23 mil.
Sabah dediğimiz gibi kalkıp 11 de
iskeleden avara olundu. Symi yolu bu rotadan güneyli esmez ise keyifli bir
yolculuk. Hatta batılı havada çokda güzel yelken yapılıyor. Ama bizim şansımıza
bugün hiç rüzgar yok. Nitekim motor kuvveti ile hızımızı 6 knotlara sabitleyip
seyir ediyoruz. Yolda telsizlerimizle birbirimize ulaşamadığımızı anlayıp
endişeleniyoruz. Oda anlaşılıyor ki benim telsiz im anons yapıyor ama
alamıyordu. Bunu Symi ye varınca anlayacaktık. O arada benim aklıma demir atmak
için kullandığımız Wolki-tolki ler geldi. Serdar ağabeye durumu söyleyip ona
yaklaşmak istediğimi telsizi ona vereceğimi söyledim. Tabi ikimizde de ana
yelken açık olduğundan ve yaprakladığından bu menevra biraz zor olacaktı.
Serdar abi Bozukkale ye girmeyi orada sakin bir şekilde yapmamızı istedi.
Uygundur diyerek kendisinin peşinden Bozukkale ye girdik. Telsiz i kendilerine
verdik.
Buradan sonra pek bir yolumuz
kalmamıştı. Yolda yüzme molası vermeye karar verdik. En uygun yerin Symi
adasının Tesselona koyu olacağını düşündük. Hem burası Deniz in görmediği çok güzel
bir yer. Ben ilk Merem ile gittiğimde gece seyri sonrası buraya girmiş ve sabah
uyandığımda dışarı baktığımda güzelliğinden büyülenmiştim. Burada yaklaşık iki
saat kadar yüzme molası verdik. Bu arada Sanem Abla o muhteşem Sansed
mutfağından bize çiğ börek çıkardı.:) Kısa bir yemek arası sonrası aldık
demirimizi düştük yarım saatlik Symi-Pedi Koyu yoluna.
Pedi benim çok sevdiğim yerlerden
biridir. Symi kadar kalabalık olmayan bu koy, bir adet ikmal iskelesi ve yeni
yapılan ama henüz bitmemiş bir beton
iskeleye sahip. İstenirse alargada kalmakda mümkün. Yeni yapılan iskele marina
diye geçiyor. Ama herhangi bir su ve elektrik yok şu an. Ben geldiğimde musait
olursa hep bu yeni marınayı tercih ediyorum. Pedi merkeze 5 dk yürüme
mesafesinde ama sakin ve sessiz bir yer.
Pedi ye Sansed ile peşpeşe geldiğimizde
yeni iskele doluydu. Alargada kalmayı pek sevmiyorum. İkmal iskelesinde büyükcene
bir saç gemi aborda olmuş bekliyordu. Bir on dakika dolandıktan sonra fark
ettim ki Gemi murattebatı ayrılma hazırlığında. Sansed e beklemesini benim
aborda olacağımı ve sonrasında onuda üzerime aborda alacağımı ilettim. Kısa
zaman sonra gemi ayrılmış ve iskele bizim gelmemizi bekliyordu. Eşim Deniz den
güverteye geçip abordaya hazırlanmasını istedim. İskeleye yaklaştığımızda
kimsenin olmadığını fark ettik. Sadece yaşlıca bir hanım denizi seyrediyordu.
Kendisine atacağımız halatı babadan geçirip bize geri vermesini rica ettik. Ama
tabi heyecandan ne Deniz halatı atabildi nede ablamız alabildi. Üç kez falan
denedikten sonra baktım olmayacak. Ben kıçtan yaklaşıp attım ilk halatı ve
ablamız babaya halatı nası doladığını bilmeden bağladı. Şimdi baş halatını atacağımı
onu bağlamasını rica ettim ama biz anlatana kadar çok şükür ki karadan gören
bir balıkçı gelip hemen babaya bizi baştan bağladı. Sıkıntı şuydu iskelede
büyük gemiler için yapılmış kamyon lastikleri bağlı idi onlara yaslanmak
istemiyordum. Dolayısıyla tekne açıkta olunca da Deniz in kuvveti 18 lik halatı
oraya atmaya yetmiyordu. Nitekim ben kendim yanaşarak bu işi hallettim.
Sonrasında Sansed ide üzerimize aborda ederek bağlanma işinide istediğimiz gibi
halletmiş olduk. İşler bittiğinde saatlerimiz 19:20 civarıydı. Symi ye olan
otobüs 19:30 da olduğundan yetişemeyeceğimizi düşünüp 20:30 otobüsünü beklemek
üzere teknelerdeki işlere daldık.
O günün akşamında her zaman
gitmekten büyük keyif aldığımız Pantelis Restaurant a gittik. Yine mükellef bir
balık yemeğinden sonra, biraz müzik dinleyip dinlenmek üzere teknelerimize
çekildik. Birkaç gün burada kalmak niyetindeyiz. Harala gürele geçen deniz
yolculuklarından sonra Deniz e bu tatil iyi gelecek diye düşünüyorum.
Ciks gözlükleriyle Dolma Saran Çırak Ailesi ; :))
Symi Bizim Ekip ;
Buda Kamera Arkası ;
Sanem Abla ;
Yine Biz ;
Symi ;
Pedi ;
Panormatis ;
Symi ;
Uzaktan Sansed ;
Bunlarda Yakından ;
Sakin Bir Akşam Yemeği ;
Denizin Fatihi Ekibi ;
Dağılmaya Yakın ;
Buda Ekip Dağılınca ;
Serdar Çıraktan Şerefe Efendim ( Bardağı oda Pek Beğenmemişti);
5.
Gün
Deniz Symi yi çok sevdi. İnsanların
bize sıcak davranmalarına ilk önce anlam veremedi, nereye gitsek birileri bir
şeyler ısmarlıyor, sohbet etmeye çalışıyorlardı. Sanırım Deniz beni daha önceden
tanıdıklarını düşündü. Sonrasında tanımıyorum, sadece göz aşinalığımız var daha
önceki seferlerimizden, bu onların normal hali dediğimde, buraya yerleşelim
demeye başladı.:)
Bugün Sansed ekibi ile motorsiklet
kiraladık, adayı öyle gezmek istedik. Pedi de 5-6 km mesafede olduğu için merkeze, motor işi kolay geldi.
Sansed Ekibi çok eğlenceli ve bir o kadar da samimi bir aile. Gündüzleri
plajdı, pitacıydı, çarşı pazardı gezdik. Akşamlarıda bilimum lezzetlerin ve,
uzolarını denedik Syminin.
Yarın dönüş yoluna geçeceğiz biz
Tugut a yeni yerimize Sansed ise Marmaris Netzel e.
6.
Gün
Uçağımızdan bir gün önce, bağlanacağımız
limana gitmek üzere plan yaptım. Çünkü hem yeni yerimiz olacağı için tekneyi
paldur küldür bırakmak istemedim hem de oradaki yeni arkadaşlarla biraz zaman
geçirmek istedim. Sabah 8 gibi Sansed ekibi yola revan oldu. Bizde onlardan
yarım saat sonra çıktık. Çok güzel bir hava vardı Hisarönünde. Hafif bir rüzgar
ile 4 knotlarla cenova yardımıyla seyrimizin çoğunu tamamladık. Yeni yerimize
vardığımızda saat 12 civarı idi. Sağolsun palamar arkadaşlar yerimizi
ayırmıştı. Yaklaştığımızda halatımızı bağlamak üzere hemen güverte atladılar.
Tüm güvenlik ekipmanlarımı hazırlayıp sahile yakın iskeleye kıçtan kara
bağlandık. Tekneyi sağlama aldıktan sonra yüzme molası ve yemek yedik. Saat 4
civarı hava bozmaya başlayınca teknenin içine kapanmaktansa Marmaris e gidelim
gezelim istedik. İk gelen dolmuşla attık kendimizi Marmaris e. Tabi Marmaris e
geldik ama yine bizi bir marina çekti kendine, bi baktık Netsel in içindeyiz. Deniz
e dedim burada bir sürü korsan var arayalım bari birilerini de sözümüz olan
ziyaretlerimizi gerçekleştirelim. Aklıma nedense ilk Serdar – Sanem Çırak çifti
geldi neden acaba. :) Aradık Sanem
Abla yı biz dedik Netsel deyiz siz nerdesiniz. Şaşırdılar bunlar tabi hepsinden çok Deniz şaşırdı aslında, 'onlar başka yere gitmemiş miydi hayatım'. Anlattım hemen durumu 'tabi bak
farklı yönlere gittik ama karadan aslında çok yakınız öyle sandığın gibi
aramızda saatlerce mesafe yok'. Nitekim Sansed
yelken yapmış eğlene eğlene gelmiş yerine. Akşam üstü Sansed de bir iki çay
keyfi yaptıktan ve komşularıyla sohbet ettikten sonra Sanem Ablanın meşhur damak
tadına kendimizi emanet ederek çıktık akşam yemeğine birlikte. Yine mükellef
bir yemekten sonra biz teknemize onlar teknesine, ayrıldık. Ertesi gün buluşmak
üzere.
7.
Gün
Bu gün son günümüz, kızımızdan ilk defa bu kadar ayrı kaldık. Ve
artık burnumuzda tütüyor Tauna. Bugün çabuk geçsin istiyoruz ikimizde. Öğlen
gibi Sansed ekibi kara yolu ile bulunduğumuz yere geldiler. Hava çok kötü, dün
geceden beri lodos ve çamur yağmuru var. Sabah kalktığım gibi tekneyi yıkadım
ama ne fayda, yeni yağmurda yine kızıla boyandı kayık. Yapacak bir şey yok
misafirlerimizi böyle ağırlayacağız. İçerisini toparlayıp hem dönüşümüze
hazırlık, hemde misafirlerimize hazırladıktan sonra. Yağmurun durduğunu fark
ettik. Peki o zaman dışarıda oturalım
dedik. Birkaç saat havuzlukta sohbet ettikten sonra biz çantalarımızı aldık ve
Serdar ağabey in arabası ile hep beraber Marmaris yoluna düştük. Uçağımız akşam
saat 21:50 de, Marmaris Dalaman arası 1,5 saat sürüyor. Bu hesaba göre saat
19:00 gibi Dalaman havalimanı transferine binmeliyiz. O saate kadar yine Sanem Ablanın tavsiyesi
ile çok güzel bir restaurant da hamburger yedik. Akşam üstü de saatimiz gelince
terminale geçtik. Ve dönüş uçağı..
Marmaris Korsan Teknesi ;
Bu bir hafta bizim için mükemmel
geçti. Özellikle Serdar ve Sanem Çırak çifti çok içten ve çok keyifli zaman
geçirmemizi sağladılar. Kendilerine ayrıca çok teşekkür ederiz. Her gittiğimiz
yerde sanki bir ev sahibi edasıyla rahat etmemizi sağladılar. İnşallah bir
daha ki seyirlerimizde de birlikte oluruz.
Bana Mutluluğun Fotoğrafını Çekebilirmisin Abidin, Hayır Sanem Hanım Daha İyi Çeker. :)
- Kızımızla Kamera ile Görüşürken -
Selamlar.
S / Y Denizin Fatihi
Fatih Tanış
Fatih Tanış