1 Haziran 2015 Pazartesi

20-27 Mayıs 2015 Denizin Fatihi ile Göcek & Symi & Marmaris & Turgut Seyrimiz.





Herkese Merhaba;

        Eşim Deniz ile 20 – 27 Mayıs tarihlerinde yaptığımız Göcek Hamam Koyu ndan Marmaris Turgut Köyü ne olacak seyrimizi anlatmaya çalışacağım sizlere. Bu seyri eşimle 3 ay önceden planlamış uçak biletlerini kampanya varken almıştık. Planımız kızımız Tauna Su yuda almaktı fakat son anda fikir değiştirerek ikimiz gitmeye karar verdik. Seyrimize kısa bir süre kala Çırak Ailesi ninde Marmaris te olacağını öğrenip birlikte seyir yapmak üzere plan yapmaya başladık.

Denizin Fatihi ;


             Kafamdaki seyir planı şu şekilde idi. İlk gün Hamam Koyundan çıkıp Kurtoğlu  Burnu nu dönerek Ekincik rotasını tutacak ve o gece Ekincik te yatıp ertesi gün yoluma devam edecektim. Bu rota yaklaşık 26 mil yani ortalama hızım 5 Knot olması ile 5-6 saatlik bir yolculuktu. Sorasın da ikinci günde Ekincik – Çiftlik Koyu rotasını tutacaktım. O seyrimde takribi 20 mil di. Yani 4 Saat. Planımız Serdar ve Sanem Çırak ile burada buluşmak sonrasında birlikte Symi rotasına inmekti yani güneye. Bir kaç gün birlikte Symi de vakit geçirdikten sonra onlar Marmaris Merkez e bizde Turgut a yeni yerimize dönecektik. Aslında bir anlamda bizim için bu seyir bir transferdi de. Kışı Geçirdiğimiz Göcek koylarına artık veda edip Hisarönü ne yazı geçirmek için yeni yerimize bağlanacaktık.

1.     Gün

İlk gün uçağımızı erken vakte aldığım için öğlen sularında Deniz in Fatih ine vardık. İlk işim hemen tekneyi neta etmek ve denize çıkmak için hazırlamakdı. Fakat bir terslikle karşılatım. Motor aküm boşalmış marş basmıyordu. Tekne ile ilgilenen arkadaş Volvo Penta olan motorumun panelini açık unutmuş dolayısıyla aküm boşalmıştı. Hemen servis aküsünün birini motora bağlayıp tekrar denedim ama sanırım paralel bağladığım için sonuç değişmedi. Bende Erol Şar ı aradım durumu aktarıp ne yapmam gerektiğini sordum. Kendisi bana bu şeklide denize çıkamayacağımı yeni bir akü bulup denememi söyledi. Nitekim yeni bir akü vardı bağlı olduğum yerde ve onu alarak motora bağladım. Akünün yeniliğini test içinde Erol ağabeyin tavsiyesi ile marş basarken akünün Voltajını ölçtüm. Akü iyi görünüyordu. Bu arada tekneyi de neta etmiş hazırlıklarımı bitirmiştim. Tabi saat ilerlemişti bu arada, eğer çıkmazsam planımdan bir gün kaybedecektim. Baktım saat 15:30 olmuş çıkarsam hava kararmadan tam ucu ucuna girebileceğim istediğim limana. Gece karanlığında girmek istemiyorum. Çünkü ilk defa gideceğim bir yerdi Ekincik. Ve döneceğim bir burun vardı. Denizin karşımdan geleceği de aşikardı o gün. Nitekim daha fazla oyalanmadan çıkmayı ve eğer düşündüğüm gibi olmazsa saklanacak yer aramayı kararlaştırıp avara oldum, çok sevdiğim Hamam dan. Hamam dan çıktığım gibi batı lı esen rüzgarı kullanmak için cenovamı açtım. Ve pupa seyrine başladım. Hızım yakşalık 7-8 knot esen rüzgar ve 1.100 devir çalışan 29 beygir motorumla 6 knot civarı. Dar boğazı rota tutup kendime, geçtim. Darboğazdan çıktıktan hemen sonra artık açık deniz havası almaya başlamıştık. Dalgaları kesen Kurtoğlu Burnunun saçağında yaklaşık 10 mil kadar yolumuz vardı. Rüzgar orsa açısı ile geliyor 10-12 knot lara oturmuştu. Bende bu havalar kaçmaz diyerek Ana Yelkeni açtım. Yelken motor hızımız 6-7 knot arası burunun güneyine doğru seyirimiz başladı. Sancağımızda Göceğin doğuya açık, ama Göcek in iç koyları kadar güzel koyları tek tek dümen suyumuzda kalmaya başladı.

               İlk teknemizi Göcek de teslim aldığımızda sevgili Merem bana ‘Fatih Kışın Göcek çok güzel olur bence orada kal’ demiş ve benim bu bölgenin en güzel koylarından Hamam koyuna aşık olmama sebep olmuştu. Bende Hamam daki personel ile tanışıp kendimi de sevdirince oralı olmuştuk 3 ay boyunca. Çok da iyi yapmışım diyorum bugün. Dalaman havalimanı 12 km. mesafede buraya. Öce Sarsala ya araç ile gidiyor sonrasında 15 dakika süren bot yolculuğu ile Hamam a varıyordum. Ulaşım kolaylığı olduğu kadar doğuya yani Fethiye, Ölü Deniz, Kelebekler Vadisi rotasına hatta batıya Ekincik, Marmaris, Çiftlik rotasına da kolayına seyir imkanı veriyordu burası. Tek aklımda kalan yer Kaş, Kalkan ve Kekova olmuştu. En uzun gelebildiğim 3-4 gün, bu seyre imkan vermemişti hiç Göcek te kaldığım sürede.

               Kurtoğlu Burnu nu döndüğümüzde saatimiz 18:00 civarı idi sanırım. Rüzgar burunu dönünce 17-18 Knotlara oturmuş artık deniz kaldırmaya başlamıştı. Bu pek iyi değildi, ana yelkenim açık ama çalışmıyordu. Hızımızda kafadan deniz aldığımız için 5 knotlara gerilemişti. Bu hızla istediğim zamanda Ekincik e varamayacaktım. Bir saat daha bekleyip ana yelkenin çalışmasını ve tekneyi hızlandırmayı denedim. Baktım Ekincik e girmem geceye kalıyor, yedek plana geçtim. Planım Sarıgerme Baba Adasının rüzgar altına demir atıp geceyi orada geçirmek. Bununla ilgili hazırlıklarıma başladım hemen. Öncelikle bölgenin özelliklerini öğrenmek için Vira Demir e baktım. Sadun Ağabey burası için çok korunaklı değil yüzme molası harici tesviye etmiyorum yazıyordu. Başka seçeneğim yoktu ama, Sadun Abi kafamı karıştırmıştı. O arada diğer pilot kitabım Rod Heikel in kitabına da bakmak geldi aklıma. Rod burası için, kıçtan çıma alındığında gece konaklanabilir olarak yazmıştı. Aklıma yattı. Hem Hayrettin Abi den aldığım kıçtan kara makarasınıda deneme fırsatım olacaktı. Adanın doğusuna rota tutmaya başladım. Yaklaşık 19:00 civarı adanın arkasına varmıştık. Yaklaştıkça içeride 4 tane daha yelkenlinin olduğunu fark ettim. Onlarda havadan buraya sığınmışlardı. Adanın arkası süt liman demirlemeye çok uygundu. Tek sorun içerideki teknelerin geniş geniş demir atmış olması bana sıkışık bir yer bırakmaları idi. Gerçi kıçtan çıma tutacağım için çok da sorun değildi benim için. Sadece çımayı alana kadar tekne gezerse onlara yaklaşabilirdik. Rüzgarın giremediği bir yer kestirip gözüme demiri 8 metre suya funda ettim. Çıma için güvertedeki botu suya indirmek işime gelmedi. Makaranın halatının ucunu elime alıp atladım suya. Deniz e de dümende durmasını çok sıkışırsa sancağımızda olan tekneden kaçmak için tekneye yol vermesini söyledim. Karaya tam ulaştım derken baktım elimdeki halat birkaç metreyle yetmiyor. O arada karaya yakın olan bir tonozda bağlı balıkçı teknesinden bir genç durumu görmüş hemen botuna atlayıp bana yardıma gelmişti. Balıkçı arkadaşın yardımıyla bizim kayığı biraz yaklaştırarak çımamızı bağladık. Deniz çok sıcak ve keyifli idi. Biraz daha yüzmeye devam ettikten sonra kayığa dönüp kurulandım. İlk gün seyrimizi tamamlamış gayet güzel bir yere bağlanmıştık. Baştan deniz aldığımız için kaçan keyfimiz yerine gelmişti artık. Dinlenme ve yemek vaktiydi. Yemeğimizi yedikten sonra çok geç vakte kalmadan yatıp sabah erkenden seyre çıkmaya karar verdik.

Hamam - Sarigerme ;



2.     Gün

Sabah 9 sularında uyandık. Ben hemen denize atlayıp karaya bağlı halatı alıp geri geldim tekneye. Böylelikle yüzümde yıkanmış oldu. :) O arada Deniz de tekneyi neta etmiş seyire hazırlamıştı içerisini. Demirimizi toparlayıp düştük Ekincik yoluna. Çok uzun bir seyir olmayacaktı. Yaklaşık mesafe 12 mil civarında. Rüzgar sabah olduğu için sakin ve denizde kaldırmamıştı henüz. Hafif esen orsa açılı rügar ile cenovamı açmış yine yelken motor 6 knotlarla seyir ediyordum. Öğlen sularında Ekincik koyu ağzına ulaştık. Yine pilot kitaplarım kontrolu ile My Marina ya girmeye karar verdim. Burası çok methini duyduğumuz bir yer. Geçmişte ne krallar, kraliçeler, ünlüler ağırlamış bu marina. Bizim neyimiz eksik dimi. :) Burası T biçiminde beton bir iskelesi olan iskelenin hem içine hem dışına hemde ağzına tonoz döşenmiş korunaklı bir yer. Hatta açıkta mega yatlar için tonoz bile döşemişler. Burasının olayı şöyle, günlük bir bağlama bedeli alıyor ve elektrik suyu ücretsiz sağlıyorlar. Bizim boy bir tekne için yani 37 feet e 70 TL bağlanma parası talep ettiler. Bir gün kalacağım için önemsemedim ama çok tabiî ki. Son üç yıla kadar restaurant kullanımında bağlanma ücretsiz imiş. Ama bakmışlar kurtarmıyo sistem bu şekilde değişmiş. Çok temiz ve bakımlı bir yer burası. Ufak bir bakkal yapmışlar. Ama pek bir şey bulmak mümkün değil. Ben lazım olur diye bir paket buz aldım sadece. Bugün buradayız ve hava çok güzel değil. Denize girmek güneş olmadığı için keyifli olmayacak belli ki. Güverteye hamağımı kurup 1 saat kadar uzanıyorum. Sonrasında aklma Dalyan ve İztuzu nu gezmek geliyor. Nasıl gidebileceğimizi sorduğumda Ekincik Koop. nin yardımcı olacağını söylüyorlar. Arıyor ve tarifeyi soruyorum. Saat geç olduğu için kısa olacağını eğer yarın müsait isek turlarının olacağını söylüyorlar. Bugün için kısa bir tur yapabileceğimizi ve fiyatın ne olduğunu sorduğumuzda 350 TL diyorlar. Bu bize toplamda 6 mil sürecek bir seyir için çok pahalı geliyor. Pazarlıkla en fazla 200 TL indiriyorum ama buda çok fazla. Aklımız göremediğimiz tarihi eserler ve kanalda kalıyor ama yapacak bir şey yok. Bugünü dinlenerek geçireceğiz belli ki. Ben o arada tekneyi yıkadım, Deniz içerisini toparladı derken gün bitti zaten.  Akşam marinanın ünlü restaurant ında yemeğimizi yiyip erkenden yattık. Sabah Ekincik ten Marmaris Çiftlik koyuna gideceğiz. Yaklaşık yolumuz 18 mil.

Ekincik My Marina ve Denizin Fatihi ;










3.     Gün  : ‘En Maceralı Gün’

Sabah 8 de uyandık. Yine hemen ayrılma hazırlığı yapıp kahvaltıyı yola bıraktık. Bu arada gece Gezgin Korsan ı okurken Aksaz Askeri Bölgesinde atış talimi olduğunu geçişlerin kapalı olacağını okudum. Aklıma Tümay ağabey i aramak geldi sabah. İlk işimde onu aramak oldu uyanınca, zira kendisinin bu konularda bilgisi benden çok daha fazla. Durumu aktardığımda Sahil Güvenlik le iribata geçmemi yerimi ve rotamı bildirmemi söyledi. Hemen Sahil Güvenlik i telefonla aradım bende. Gerektiği gibi bilgileri kendilerine verdim, ne yapmam gerektiğini sordum. Telefonumu alıp bana döneceklerini söylediler. Beş dakika sonra beni o bölgedeki Sahil Güvenlik teknesinin komutanı aradı. Geçişimin sorun olmayacağını Yılancık Adasının güneyinden geçmemi istediler. Zaten dedikleri rotadaydım. Teşekkür edip telefonu kapattım ve olağan seyrime devam ettim. Yarım saat geçmemişti ki Kocaman bir savaş gemisi bir anda üzerimize gelmeye başladı. Eyvah yanlış giden bir şeyler var diye düşündük. Dev gibi gemi tüm hızıyla bize doğru geliyordu. İlk önce korktum ya bizi görmüyorsa diye. Sonra anladık ki bizi uyarmaya çalışıyor. Megafonla uyarı yapıyor. ‘Pruvamdaki yelkenli tekne bu bölge askeri atış alanı olup şu anda talim yapılmaktadır ivedilikle bu bölgeyi doğu yöne doğru terk edin Tamam ! ‘. Aynı anonsu defalarca hem Türkçe hem İngilizce tekrarladılar. Tabi biz hemen batıya olan pruvamızı doğuya çevirerek motora kuvvet kaçmaya başladık. O arada Sahil Güvenlik i arayarak durumu sordum tekrar. Kendilerine bilgi gelmediğini hemen yanımıza geleceklerini söylediler. On dakika geçmeden yanımızda bitiverdiler. O arada bizim geçtiğimizi gören birkaç yelkenli, bir mega motoryat, birde 30 metre civarındaki bir tekne peşimize takılmış, kimi sahile yakın hattan kimi bizim gibi ortadan geçiş yapmaktaydı. Savaş gemisi üşenmeden hepsinin tek tek yolunu keserek doğuya çevirdi. Nitekim birkaç dakika sonra iskelemizdeki Yılancık Adasında tatbikat başladı. Ardı sıra bombalar, makineli tüfekler ateşlenmeye balamıştı, patlama sesleri bizi hayrete düşürdü. İlk defa böyle bir olay yaşıyordum. Her tarafımız bir anda Savaş Gemileri ve Holikopterlerle sarıldı. O arada yasak hattın dışına varmış motorumuzu kapatmış Cenovamız ile eğleniyorduk. Sahil Güvenlik tekrar arayarak saat 11 de geçişe izin verebileceklerini, bir saat kadar beklememiz gerektiğini söylediler. Bizde hay hay tabi ki olur, tehlikeli değil ise burada eğleneceğimizi ilettik. Bir saat civarı adaya isabet eden füzeleri ve topları seyrettik. O arada yanımıza ufak bir surat teknesi yanaştı. Dümenindeki arkadaş noluyor abi burada diye çıkıştı. Tatbikat varmış, bitmesini bekliyoruz dedik. Ya abi aklım gitti 10 dakika önce ada iskelemde 30 knotla buraya gelirken çok yakınımda patlama sesleri duydum çok korktum. Bumuymuş olay dedi. Bizde aynı şekilde korktuk ama sorun yok burada bekleyebilirsin diyerek kendisini telkin ettik. Bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorduktan sonra birlikte beklemeye başladık. Talim bitmiş geçişe onayımızı aldığımızda saat 11:10 idi. Yılancık Adasının 2 mil açığından Çiflik e gidebileceğimizi söylediler. Tabi istediğim gibi öğleden önce geçişimi tamamlayamamıştım, öğleden sonraya kalacaktık. Buda istediğim bir şey değildi. Çünkü bugünde hava batıdan esecek bize kafadan deniz kaldıracaktı. Nitekim düşündüğüm gibi de oldu, saat 3 civarı rüzgar 20-25 knotlara çıktı oda 1-1,5 metre deniz yaptı. İnşallah bu son kafadan deniz alacağımız seyrimiz olacaktı. Bu günden sonra rahatlayacaktık. Son bir saat de rüzgarın geliş açısı orsa yı kurtarmaya başlayınca sadece yelken ile devam ettik. Çiflik, girişinde bir adası bulunan kara bağlantısı olan bir koy. Burayı Çırak Ailesi çok seviyor. Her tatillerinde burada birkaç kalıyorlarmış. İlk geldiğimde bende çok sevmiştim, özellikle biz şehir merkezlerine pek girmediğimiz için market ihtiyacımızı gidermek iyi oluyor. Bu koyda sanırım 5 adet restaurant iskelesi var. Biz tam ortada olan Rafet in yerine bağlanıyoruz hep. Zaten markette orada. İskelelere hem kıçtan tonoz alarak bağlanılabiliyor hemde aborda olunuyor. Ben aborda oluyorum her seferinde, kolayıma geliyor çünkü. Bu iskelelerde elektrik, su ve bağlanma ücreti alınmıyor. Sanem Hanım ın söylediğine göre suyu artezyen arıtma olduğu için kokuyormuş ama biz pek anlayamadık. 
Bugün Çırak Ailesi ile burada buluşacağız. Biz bağlandıktan sonra elektriğimiz ve suyumuzu alıp yüzme molası verdik. Sonrasında muhteşem ev köftesi ile öğle yemeğimizi yedik. Bu restaurant ın hem balıkları hemde eti çok güzel oluyor. Fiyatlarıda makul düzeyde. Çırak Ailesi akşam üstü 19:00 civarı koya giriş yaptılar. Her zaman bağlandıkları gibi kıçtan kara tonoz alarak yerlerine yerleştiler. Biz Serdar Ağabey ve Sanem Abla yı çok seviyoruz Eşimle. Hatta teknemizi Marmaris e yakın yere bağlamamızın sebeplerinden biri de onların yakın olması. Geldikleri gibi hanımlar hasret gidermek için cafede çaya bizde teknede likid e başladık. Serdar Ağabey in teknedeki ilginç icatları üzerine likid  eşliğinde sohbet ettik. Serdar Ağabey enteresan bir adam, yazılarını okuyan herkes bunu bilir. Teknenin her yerinden değişik bir şey çıkıyor. Bumbada kameralar kaportada her türlü gösterge panelleri. İçerideki ışıklandırmalar uzaktan kumandalı. :)Devamlı tekneyi kameraları ile canlı izliyor kendisi. Gece mükellef bir yemek, şahane bir sohbet eşliğinde birlikte çok güzel vakit geçirdik.

Bugün yorucu ve heyecanlı bir gündü, sabah Symi yolu var.

Tatbikatın yapıldığı Askeri Alan ;


Tatbikattan Canlı Yayın ;

Spikerimiz Fatih.  :)

Spikerimiz Deniz. :)






4.     Gün

Çırak Ailesi ile sabah 10 da kahvaltı, 11 gibi avara kararı aldık. Yolumuz yaklaşık 23 mil.

Sabah dediğimiz gibi kalkıp 11 de iskeleden avara olundu. Symi yolu bu rotadan güneyli esmez ise keyifli bir yolculuk. Hatta batılı havada çokda güzel yelken yapılıyor. Ama bizim şansımıza bugün hiç rüzgar yok. Nitekim motor kuvveti ile hızımızı 6 knotlara sabitleyip seyir ediyoruz. Yolda telsizlerimizle birbirimize ulaşamadığımızı anlayıp endişeleniyoruz. Oda anlaşılıyor ki benim telsiz im anons yapıyor ama alamıyordu. Bunu Symi ye varınca anlayacaktık. O arada benim aklıma demir atmak için kullandığımız Wolki-tolki ler geldi. Serdar ağabeye durumu söyleyip ona yaklaşmak istediğimi telsizi ona vereceğimi söyledim. Tabi ikimizde de ana yelken açık olduğundan ve yaprakladığından bu menevra biraz zor olacaktı. Serdar abi Bozukkale ye girmeyi orada sakin bir şekilde yapmamızı istedi. Uygundur diyerek kendisinin peşinden Bozukkale ye girdik. Telsiz i kendilerine verdik.
Buradan sonra pek bir yolumuz kalmamıştı. Yolda yüzme molası vermeye karar verdik. En uygun yerin Symi adasının Tesselona koyu olacağını düşündük. Hem burası Deniz in görmediği çok güzel bir yer. Ben ilk Merem ile gittiğimde gece seyri sonrası buraya girmiş ve sabah uyandığımda dışarı baktığımda güzelliğinden büyülenmiştim. Burada yaklaşık iki saat kadar yüzme molası verdik. Bu arada Sanem Abla o muhteşem Sansed mutfağından bize çiğ börek çıkardı.:) Kısa bir yemek arası sonrası aldık demirimizi düştük yarım saatlik Symi-Pedi Koyu yoluna.

Pedi benim çok sevdiğim yerlerden biridir. Symi kadar kalabalık olmayan bu koy, bir adet ikmal iskelesi ve yeni yapılan ama henüz bitmemiş bir  beton iskeleye sahip. İstenirse alargada kalmakda mümkün. Yeni yapılan iskele marina diye geçiyor. Ama herhangi bir su ve elektrik yok şu an. Ben geldiğimde musait olursa hep bu yeni marınayı tercih ediyorum. Pedi merkeze 5 dk yürüme mesafesinde ama sakin ve sessiz bir yer.
Pedi ye Sansed ile peşpeşe geldiğimizde yeni iskele doluydu. Alargada kalmayı pek sevmiyorum. İkmal iskelesinde büyükcene bir saç gemi aborda olmuş bekliyordu. Bir on dakika dolandıktan sonra fark ettim ki Gemi murattebatı ayrılma hazırlığında. Sansed e beklemesini benim aborda olacağımı ve sonrasında onuda üzerime aborda alacağımı ilettim. Kısa zaman sonra gemi ayrılmış ve iskele bizim gelmemizi bekliyordu. Eşim Deniz den güverteye geçip abordaya hazırlanmasını istedim. İskeleye yaklaştığımızda kimsenin olmadığını fark ettik. Sadece yaşlıca bir hanım denizi seyrediyordu. Kendisine atacağımız halatı babadan geçirip bize geri vermesini rica ettik. Ama tabi heyecandan ne Deniz halatı atabildi nede ablamız alabildi. Üç kez falan denedikten sonra baktım olmayacak. Ben kıçtan yaklaşıp attım ilk halatı ve ablamız babaya halatı nası doladığını bilmeden bağladı. Şimdi baş halatını atacağımı onu bağlamasını rica ettim ama biz anlatana kadar çok şükür ki karadan gören bir balıkçı gelip hemen babaya bizi baştan bağladı. Sıkıntı şuydu iskelede büyük gemiler için yapılmış kamyon lastikleri bağlı idi onlara yaslanmak istemiyordum. Dolayısıyla tekne açıkta olunca da Deniz in kuvveti 18 lik halatı oraya atmaya yetmiyordu. Nitekim ben kendim yanaşarak bu işi hallettim. Sonrasında Sansed ide üzerimize aborda ederek bağlanma işinide istediğimiz gibi halletmiş olduk. İşler bittiğinde saatlerimiz 19:20 civarıydı. Symi ye olan otobüs 19:30 da olduğundan yetişemeyeceğimizi düşünüp 20:30 otobüsünü beklemek üzere teknelerdeki işlere daldık.
O günün akşamında her zaman gitmekten büyük keyif aldığımız Pantelis Restaurant a gittik. Yine mükellef bir balık yemeğinden sonra, biraz müzik dinleyip dinlenmek üzere teknelerimize çekildik. Birkaç gün burada kalmak niyetindeyiz. Harala gürele geçen deniz yolculuklarından sonra Deniz e bu tatil iyi gelecek diye düşünüyorum.

Ciks gözlükleriyle Dolma Saran Çırak Ailesi ; :))



Symi Bizim Ekip ;


 Buda Kamera Arkası ;


Sanem Abla ;


Yine Biz ;






 Symi ;



 Pedi ;



 Panormatis ;




Symi ;



Uzaktan Sansed ;


 Bunlarda Yakından ;





Sakin Bir Akşam Yemeği ;


Denizin Fatihi Ekibi ;


Dağılmaya Yakın ;



Buda Ekip Dağılınca ;






Serdar Çıraktan Şerefe Efendim ( Bardağı oda Pek Beğenmemişti);


5.     Gün

          Deniz Symi yi çok sevdi. İnsanların bize sıcak davranmalarına ilk önce anlam veremedi, nereye gitsek birileri bir şeyler ısmarlıyor, sohbet etmeye çalışıyorlardı. Sanırım Deniz beni daha önceden tanıdıklarını düşündü. Sonrasında tanımıyorum, sadece göz aşinalığımız var daha önceki seferlerimizden, bu onların normal hali dediğimde, buraya yerleşelim demeye başladı.:)

             Bugün Sansed ekibi ile motorsiklet kiraladık, adayı öyle gezmek istedik. Pedi de 5-6 km mesafede  olduğu için merkeze, motor işi kolay geldi. Sansed Ekibi çok eğlenceli ve bir o kadar da samimi bir aile. Gündüzleri plajdı, pitacıydı, çarşı pazardı gezdik. Akşamlarıda bilimum lezzetlerin ve, uzolarını denedik Syminin.

Yarın dönüş yoluna geçeceğiz biz Tugut a yeni yerimize Sansed ise Marmaris Netzel e.



6.     Gün

          Uçağımızdan bir gün önce, bağlanacağımız limana gitmek üzere plan yaptım. Çünkü hem yeni yerimiz olacağı için tekneyi paldur küldür bırakmak istemedim hem de oradaki yeni arkadaşlarla biraz zaman geçirmek istedim. Sabah 8 gibi Sansed ekibi yola revan oldu. Bizde onlardan yarım saat sonra çıktık. Çok güzel bir hava vardı Hisarönünde. Hafif bir rüzgar ile 4 knotlarla cenova yardımıyla seyrimizin çoğunu tamamladık. Yeni yerimize vardığımızda saat 12 civarı idi. Sağolsun palamar arkadaşlar yerimizi ayırmıştı. Yaklaştığımızda halatımızı bağlamak üzere hemen güverte atladılar. Tüm güvenlik ekipmanlarımı hazırlayıp sahile yakın iskeleye kıçtan kara bağlandık. Tekneyi sağlama aldıktan sonra yüzme molası ve yemek yedik. Saat 4 civarı hava bozmaya başlayınca teknenin içine kapanmaktansa Marmaris e gidelim gezelim istedik. İk gelen dolmuşla attık kendimizi Marmaris e. Tabi Marmaris e geldik ama yine bizi bir marina çekti kendine, bi baktık Netsel in içindeyiz. Deniz e dedim burada bir sürü korsan var arayalım bari birilerini de sözümüz olan ziyaretlerimizi gerçekleştirelim. Aklıma nedense ilk Serdar – Sanem Çırak çifti geldi neden acaba.  :) Aradık Sanem Abla yı biz dedik Netsel deyiz siz nerdesiniz. Şaşırdılar bunlar tabi hepsinden çok Deniz şaşırdı aslında, 'onlar başka yere gitmemiş miydi hayatım'. Anlattım hemen durumu 'tabi bak farklı yönlere gittik ama karadan aslında çok yakınız öyle sandığın gibi aramızda saatlerce mesafe yok'. Nitekim Sansed yelken yapmış eğlene eğlene gelmiş yerine. Akşam üstü Sansed de bir iki çay keyfi yaptıktan ve komşularıyla sohbet ettikten sonra Sanem Ablanın meşhur damak tadına kendimizi emanet ederek çıktık akşam yemeğine birlikte. Yine mükellef bir yemekten sonra biz teknemize onlar teknesine, ayrıldık. Ertesi gün buluşmak üzere.

7.     Gün

          Bu gün son günümüz,  kızımızdan ilk defa bu kadar ayrı kaldık. Ve artık burnumuzda tütüyor Tauna. Bugün çabuk geçsin istiyoruz ikimizde. Öğlen gibi Sansed ekibi kara yolu ile bulunduğumuz yere geldiler. Hava çok kötü, dün geceden beri lodos ve çamur yağmuru var. Sabah kalktığım gibi tekneyi yıkadım ama ne fayda, yeni yağmurda yine kızıla boyandı kayık. Yapacak bir şey yok misafirlerimizi böyle ağırlayacağız. İçerisini toparlayıp hem dönüşümüze hazırlık, hemde misafirlerimize hazırladıktan sonra. Yağmurun durduğunu fark ettik. Peki o  zaman dışarıda oturalım dedik. Birkaç saat havuzlukta sohbet ettikten sonra biz çantalarımızı aldık ve Serdar ağabey in arabası ile hep beraber Marmaris yoluna düştük. Uçağımız akşam saat 21:50 de, Marmaris Dalaman arası 1,5 saat sürüyor. Bu hesaba göre saat 19:00 gibi Dalaman havalimanı transferine binmeliyiz. O saate kadar yine Sanem Ablanın tavsiyesi ile çok güzel bir restaurant da hamburger yedik. Akşam üstü de saatimiz gelince terminale geçtik. Ve dönüş uçağı..

Son Gün Yemek;



Marmaris Korsan Teknesi ;



Bu bir hafta bizim için mükemmel geçti. Özellikle Serdar ve Sanem Çırak çifti çok içten ve çok keyifli zaman geçirmemizi sağladılar. Kendilerine ayrıca çok teşekkür ederiz. Her gittiğimiz yerde sanki bir ev sahibi edasıyla rahat etmemizi sağladılar. İnşallah bir daha ki seyirlerimizde de birlikte oluruz. 


Bana Mutluluğun Fotoğrafını Çekebilirmisin Abidin, Hayır Sanem Hanım Daha İyi Çeker. :) 

                                     - Kızımızla Kamera ile Görüşürken -


Selamlar. 
S / Y Denizin Fatihi

Fatih Tanış