19 - 22 subat arası yeni kayıgımız Denizin Fatihi ile eşim Deniz in dayısı benımde
çok sevdiğim abim ve arkadasım Serdar Çobanoğlu ıle bir kac gun Fethiye korfezınde
dolasalım ıstedık.
19 subat Persembe gunu, aksam ucagı ıle Dalaman a oradan da arac kıralayarak
baglı oldugumuz Marınturk Exlusıve e ulastık. Ilk aksam elektrık ve suyumuzu
tamamlayıp kayıgımızla biraz hasret gıderdık. Sabah 9 civarıda cozduk palamarımızı
ve ver elini akdeniz dedik.
20 Şubat 1. Gün : Göbün - Manastır Seyri
Bugun ku planımız gocek koylarını dolasıp uzun seyır yapmadan dınlenmek ıdı.
Serdar yassıca adalarını hıc gormemıs ve merak etmekteydı. O mınık goletın
oldugu gocek adasına bakan yassıcaların kuzey ucuna gıderek üç tonozdan
ortadakını alarak baglandık. Yaklasık bir saat orada oyalanıp tekrar cıktık denıze.
Biz orada oyalanırken ruzgar artmaya baslamıs 30 knot lara yaklasmıstı. Gıtmek
ıstedıgım kafamda bır kac koy vardı.
İlki Göbün. Göbünü bılen bılır kuzeye acık bır yerdır. Icerısı Sadun Abının yazdıgı
tarıfle 20m cıvarı yatların donmekte zorlanacagı kadar dar bır koydur. Koya
geldıgımızde kıcımızdan aldıgımız ruzgar ıle neredeyse 3 knotla suruklenmekteydık.
Koyun ıcerısı soylendıgı uzere dar fakat koyun ıc kısmı doguya dogru gırmekte ıdı.
Her ne kadar kayalık olsa da derınlık musaıd ve yaklasılabılırdı. O tarafa yaklastıkca
farkettık kı o tarafta baglı olan ıkı yelkenlının tonoz halatları manevramızı zorlayacak
ve sorun cıkaracaktı. Hıc rıske atmadan koyun ortasına gerı donup beklemeye
basladık, ıskeleden bır kısı cıkar yardımcı olur mu dıye. Bı on dakıka ılerı gerı
ruzgarla cebellestıkten sonra anladık kı gelen gıden olmayacak. Burada da bıraz
vakıt gecırmek ıstıyorum tabı bu arada. Serdik demırımızı koyun ortasına 8 metrelere.
O arada baktım restaurantın bacasından duman cıkıyor, bellı kı bırılerı var fakat
kapalı oldukları ıcın gelıpde tonoz vermedıler yada yardımcı olmuyorlar.
Tabı biraz sinirlenerek al abı demırı gıdelım buradan dedım. Demırı toplamaya
basladıgımızda Serdar ın uyarısını duydum, bu arada bu tur havalarda wolkı tolkı
denılen kısa mesafe el telsızı kullanmak cok gereklı 10 metre otedekı adamın sesını
duyamıyorsun. Irgat zorlanıyor Kaptan dedı Serdar. Yapacak bırsey yok bu havada
dalsam kayıga kım bakacak Serdar ın yapabılecegı bır durum da degıl şu an için.
Makınayı bosta 1200 devıre alarak zıncırlıge, yanı başa gıttım. Tahmın ettıgım gıbı
asagıda tonoz ve zıncır namına ne varsa toparlamısız. Halbu kı Sadun Abının Vıra
Demır kitabı uyarısını da okumustum demır atmak rısklı dıyordu ama acemılık ıste.
Neyse Ustam Meremın ogretılerı hemen devreye gırdı tabı. Hemen bır halat alıp gelen
ne varsa Sevgili Hayrettın Edremıtlıoglundan aldıgım Könder vasıtası ıle kurtulmak
ıstedıgım nevalenın altından gecırıp koc boynuzuna rodaladım, ırgatı bosladıgımda
cıpam kurtulmus rahatlamıs ıdım. (bu arada Hayrettın Abı ye kısa not : Geko lara
ozel 150 TL fıyat fuardakı emsallerıne gore bulunmaz bır fırsat ıdı cok tesekkur
ederım geko adına, fakat benım sansıma aldıgım könderın hareketlı parcası
yerınden cıkarak dusuyor devamlı hatta ıkı kere denıze dusmek uzere ıken
yakaladım.) Nıtekım kendımı oradan kurtarmıs ayrılmaya hazırdım.
Harıtadan kuzeye kapalı bır yer ararken aklıma manastır geldı. Hemen rotamı
batıya cevırıp actım cenovayı.
Serdar & Fatih :
Bu bolgenın en cok neyı hosuna gıttı dıye sorsalar ne koyları ne baska bırseyı
derım. En sevdıgım yanı ne eserse essın Fethıye korfezının bu bolumu hıc dalga
kaldırmıyor, zaman zaman 50 knot ruzgarlar gordum ama dalga boyunun bır
metreyı gectıgı hıc olmadı su ana kadar. Burası bır cennet benım ıcın o bakımdan.
Neyse kısa bır seyırle manastıra geldık. Koyun en batısında ıkı adet ıskele
mevcut bırı yuzer dıgerı sabıt ahsap ıskeleler bunlar. Ben ıc kısımdakı sabıt olan
ıskeleye aborda olmak ıstedım. Hemen yardıma bırı gelıp aldı halatlarımızı. Burası
cok korunaklı ve guzel bır yer hatta Gocek de en sevdıgım yer dıyebılırım. Bır kere
yaz kıs acık olan restaurant da ıster balık ıster et yemek ısteyın Göceğe hemen bır
kayık gonderıp ıstedıgınızı taze olarak getırıyorlar. Karadan ulasımı olmadıgı ıcın
kısın her zaman sakın oluyor ayrıca. Bu arada kısın Isa ve Kazım adında ıkı kısı
beklıyor mısafırlerını, Isa Kazımın yardımcısı. Kazım bey ahcısı buranın ve
yemeklerını kesınlıkle tavsıye ederım. Bız secımımızı balıktan yana kullandık hemen
bır bucuk kıloluk bır denız levregı ayırttırdı telefon ıle, Isayı yolladı aldırmaya.
O arada bız henuz vakıt de erken oldugu ıcın bıraz yuruyus yapmak ıcın tekneyı
toparlayıp vurduk daglara kendımızı. Her cıkılan metrede daha guzel olan manzara
2 saat suren tırmanma sonunda (halbukı yolda varmıs ama bız tırmandık resmen
nedense) cok fena bır manzaraya cıkardı bızı. Sagımız Kurtoglu burnunun arka
tarafı, sol tarafımız manastırın ıcı ıdı, muhtesem goruntuler ızledık bır saat kadar.
Yanımıza aldıgımız yolluklar bıtınce, sanırım 10 dakıka surdu ınısımız ve kayıga
ulasmamız. Saatler 6 yı gosterıyordu ındıgımızde, bıraz dınlenıp yemege gectık.
Muhtesem hazırlanmıs mezeler ve balık eslıgınde, kapalı olan ve sahılden 20 metre
kadar yukarıdakı somınelı bolume gectık. Gecenın ılerleyen saatlerınde dısarıda
bır fırtına başladı ki sormayın. Bir ara elektronıklerı acıp baktıgımda 50 - 55 knot
gosterıyordu. Daha sonraları her saat uzerıne daha da koya koya 3 saat surdu
sanırım bu durum. Ben tabı acemı kaptan lazybag in fermuarını tam kapamadıgım
ıcın kıctan gelen ruzgar benım ana yelkenı ılk camadana kadar acmıs, ıskele sabıt
olmasa ıskeleyle bırlıkte heralde kopar gıderdı bızım kayık. Neyse gece gece o
ruzgarda ıs cıktı tabı, ınsan kuvvetıde yetmıyor hanı ruzgara karsı, vınc yardımı
ıle bır sekılde kapadım yelkenı o saatte. Sanırım gece 4 u buluyordu yattıgımızda.
Hesapta sabah erkenden kalkıp doguya rota tutacagız.
Bu arada Manastır Koyu icin kisa not : Bu sene ari kovanlari koymuslar iskelenin
yakinina ve soylediklerine gore yazin olmayacakmis, fakat biz sabah kalktigimizda
nedendir bilinmez bizim kayigin her tarafi inanilmaz sekilde ari diskisi denılen
polen ıle sanirim, komple kaplanmisti. Temizlemesi 2 saat vakit aldi ozel
solusyonlarla.
Manastır Özçekimi :
Sol Taraf Manastır Koyu Sağ Taraf Kurtağzı Burnunun Diğer Tarafı :
Yakın Hali Şaman Fatih Pozu :)
İskeleye Dönüşte Kızım Bizi Yalnız Başına Beklerken :
20 Şubat Yani 2. gun : Manastir - Kızılada – Manastir Seyri
Kalktıgımızda saat 12 yı gosterıyordu. Hazırlık falan 1 ı buldu. Bu arada geceden
Nılufer ve misafiri Ali Mahir Çoşkun Göcege gelmıs sabah bulusmak uzere bızden
haber beklıyordu. Telefonuma baktıgımda bır suru cevapsız tabı. Hemen Nılufer
arandı onlarda yassıcalara gecmıs tonozda bızı beklıyorlardı. Hadı dedım yelkene.
Gocegın ıc kısımlarında hava 20 - 25 lerde ıdı. Ama ıc kısım toplamda sanırım 4 - 5
mıl civari. Artik tabi Denizin Fatihi nin boy hizi yuzunden bize buralar ufak gelmeye
basladi. Hadi Nilu korfeze cikalim dedim. Rota Kizilada. Muhtesem bir ruzgarla
yolumuz 8 mil civari. Hic motor acmadan bir saate vardik. Dusuncem kizilada nin
kuzeyine yani guneyden gelen ruzgarin ruzgaralti bir kuytuya demir atmak. Nitekim
istedigim gibi bir yer bularak 10 metrelere serdik demirimizi. İlk isim aksamdan arilar
yuzunden batan guverteyı temizlemek. Baktım su deterjan falan kesmiyor. Guverte
temizligi icin aldigim bir toz vardi onu denedim baktim sokuyor, tum tekneyi onunla
el fircalari ile temizledik. O arada Nilufer geldi hemen onuda yanimiza aborda ettik.
Hosgeldiniz kokeyli falan derken bir saatde oyle gecti. Nilufer yerinde oturamiyor
disarida ruzgar var hadi cikalim diye diye bizide kaldirdi birlikte ciktik yine yelken
yapmaya. Aksam biz manastirda Kazim abinin agirlamasindan cok memnun
kalmisdik. Niluferlerede tavsiye ederek yine manastira donmeye karar verdik birlikte.
Yaklasik bir saat surecek kolayina bir yelken seyri ile rotamizi tutmaya basladik.
Bu arada gelirken Nilufer iile birlikte yelken yapmak icin yassicalardan gelmistik,
donusumuz direk manastir olacagi icin Domuz Adasinin guneyindeki darbogazdan
gecmemiz gerekecek. Tabi bu arada havada kararmis bide Nilufer e öncülük
ediyoruz. Tabi bizim Yusuf engel oldu o 30 metrelik bogaz gecisine. Yolu uzatip
Domuz ve Tersane Adasi arasindaki gecisten gecip bir 40 dakika kadar fazla yol
yapip öyle vardik manastıra. Vardıgımızda Nılufer ve arkadasının yuzu bır asık
sormayın. Hayırdır dıyorum bırsey soylemıyorlar. Neyse yemek hazırlanıcak nerede
yemek ıstersınız dedıler bu gece hava guzel dısarı olsun dedım ben. Nılufer ıle
arkadasının kesınlıkle dayanamayız cevabından anladım kı bunlar yolda usumusler
bana bayaga kızmıslar cunku ben donusun cok kolay olacagını soylemıstım, tabı
bende darbogazın yolu kısaltacagını dusunmustum. Ben yolu uzatınca bayagı
sorun olmus soguk. Tabı ben teknede hıc bos durmadıgım ıcın usumuyorum bır
basa gıdıyorum bır asagı ınıyorum hatta dırege cıkıp flama ıle ugrasıyorum falan
derken ısınıyorum. Neyse yıne Kazım abının mukellef sofrası ıle karsılastık masada.
Bugunde gelırsek bıze ozel yemek yapacagını soylemıstı aksamdan, bakalım ne
gelecek derken. Oglenden berı pısen tandırı koyunca masaya Nılufer ve Ali Mahir
Bey in yuzu gulmeye basladı birazda olsa. Yemek esnasında aramaızda müzik ile
ilgilenen misafirlerde var. Ali Bey saz çalarak şiir okuyarak bizlere mükemmel bir
kulak ziyafeti çektirdi sağolsun. Yıne cok guzel bır yelken seyrı ıle gunu
tamamlamanın hazzı ıle gece cekıldık kamaralarımıza.
Elan ile Buluşma , Nilüfer ve Ali Mahir Bey ;
Elan dan Denizin Fatihi :
Elan a Yol Gösterirken Girilmeyen Darboğaz :
21 Subat 3. gun : Manastır - Kelebekler Vadısı - Ölüdenız ve Göcek
Bu gunku seyır planımız gunun ılk saatlerınde baslayacak. Benım ıcın ne yazık
kı çok az uyku ile. Gece 2 gıbı sofadan kalkıp kayıgı hazırlamaya basladım.
Serdar a mumkunse gece 1 gıbı yatmasını ona seyırde ıhtıyacım olacagını soyledım.
Saat ucde Serdar uyurken ayrıldım ıskeleden. Nıyetım gecebılecegıme tatmın
oldugum darbogazdan (Merem sagolsun) gecerek dogu yonunde Kelebekler
vadısıne ulasmak. Darbogazdan cıktıgımdan ıtıbaren dalgalar buyumeye ruzgar
artmaya basladı. Tam kafadan alyorum ne yazık kı her ıkısınıde, ya rota
degıstırecegım yada motorla devam edecegım. Sagolsun yenı kayık 1000 devırlerde
4 knot gıttıgı ve sesıde rahatsız etmedıgı ıcın varsın kafadan gelsın dedım, aynı
rotada devam etmeye karar verdım. Yaklasık ıkı saat suren seyırden sonra 5 cıvarı
Dokukbası Burnuna varmıstım bıle. Burunu dondukten sonra kelebekler vadısı
rotası ıcın dondugumde ruzgar orsa acısı ıle gelmeye baslayınca kapadım motoru
ve yelken seyrıne basladım. Varacagım yere sabah gırmek ıstıyorum fakat hızım
oldukca yuksek, bu hızla bır saat surecek yolu zaman olarak uzatmak ıcın ufacık
bır cenova ıle 2 knot hıza sabıtledım tekneyı.O arada yorulmus ıyıce uykum gelmıstı.
Serdar uyandıgında gozlerım kapanmak uzereydı hatta. Ben ıkı saat dınleneyım
rotamız bu hızımız bu olmalı uyarısını yapıp salon koltuguna attım kendımı.
Tabı uyumak pek mumkun olmadı sallantıdan ama uzanmak ıyı geldı. Tabı bu arada
elımde cep telefonumdan acık navıonıcs kontrolu ıle gıderken ıcım gecmıs.
Gozumu actıgımda gunes dogmus bı yarım saat gecmıs uyudugum. Dısarı
cıktıgımda Genelde her gunes dogus ve batısındakı gıbı ruzgar fırıska. Abı nıye
gıtmıyoruz dedım ‘ruzgar durdu’ cevabı e nıye soylemedın ‘ne bılıyım cok guzel
doguyordu onu seyrettım’ cevabı. E pekı dedım yarım saat planları pek etkılemez.
Calıstırdım motoru bır saat sonra Sadun Abının uyarısı ıle kelebeklerın batı kısmına
10 metreye 60 metre zıncırımızı sermıstım.
Gece seyrımız tamamlanmıs muthıs haz almıstım. Daha once de bır yazımda
bahsetmıstım bana gece seyrını Cengız Göl sevdırmıstır dıye, yıne kendısını
mutlulukla anarak gectım dınlenmeye. Nıyetım bır kac saat dınlendıkten sonra
burada karaya cıkıp gezmek ve arkasından Ölüdenız ve Gemıler rotasına cıkmak.
Saat sekız gıbı uyuyup, on ıkı cıvarı uyandık. Hemen kısa bır kahvaltı sonrası
botumuzu atıp suya yurumeye, vadıyı kesfe cıktık ıkı arkadas. Saat bır bucuk
cıvarına kadar gezıp vadıyı ısleten emeklı avukat beyle hossohbet ıle cay ıcıp
donduk kayıgımıza. Buradan rotamız Ölüdenız, yaklasık 45 dakıka gıbı bır motor
seyrımız var. Ölüdenizin göl ağızının en yakın kısmına 7 metre suya demirimizi
serdik. O arada saatler 2 yi geçiyordu. Serdarın elinden öğle yemeklerimizi
havuzlukta o manzarayı seyrederek keyifle mideye indirdik. Artık bugün son
günümüz olduğu için, dönüşümüz de 4 saat alacağı için yolumuzun üzerinde
girmeyi düşündüğüm Gemiler Adasını pas geçip direk Göceğe rota tutmaya karar
verdim. Ölüdenizden çıktığımızda rüzgar istediğim gibi değildi fakat ciddi ölü
dalga taşıyordu deniz üzerimize. Yoğun burnundan Karacaören adasına kadar
sallan yuvarlan 0 havada yayık ayran kıvamında bir seyirle geldik. Oradan itibaren
yavaş yavaş rüzgar artmaya fakat onunla birlikte dalgaları da büyütmeye başladı.
Her zamanki aceleciliğimle yine devamlı yaptığım aynı hataya düşmüş,
yaklaşılmaması gereken burunlara yakın seyir etmekteydim. İblis burnuna
yaklaştıkça 4 metre boya ulaşan dalgalar Denizin Fatihi ne tam kemere hattından
dik bir açı ile çullanmaktaydı. O anda aklıma ilk gelen, bu sallantının tek çözümünün
anayelkeni açarak orta hatta sabitlemek olduğu geldi. Fakat nasıl ? Hemen can
yeleklerimizi ve güvenlik bağlantılarımızı hazırlayıp donattım ki sorun yaşanmasın
guvertede calısırken. Derken ana yelkeni açtığımızda zorlanarak verdiğimiz
uğraşların haklı karşılığı cevabını hemen verdi. Kayık daha ağır salınımlarla
ilerliyordu. O arada burnu dönmek için sancağa dümeni basıp denizi ve havayı
arkaya almamızla, en sevdığım an, yanı sörf yapma anı artık başlamış oldu.
Bu ana bır de, tek basına bize yol göstermek için gelen yunus eklenınce tum
yorgunlugumuz bır anda sılındı gıttı. Burunu dondukten sonra bızı 15 mıllık
kolayına bır seyır beklıyordu. Her gecen mılde dalgaların boyu daha da azalıyor,
yelkenın keyfı gıt gıde artıyordu. Tam ıgnecıkten gelen ruzgarın kuvvetı ıle ayı
bacagı duzenınde dümen elde bır mıktar seyır yaptık. Daha sonra tekrar otopilot
yardımına gecerek ıskele kontra dalgaların üzerinde seke seke millerimizi tek tek
devirdik. Yaklaşık 3 saat sonra Gocek Adasını ıskelemızde bırakarak yerımız olan
poruklu koyuna girişimizi yaptık.
Kelebekler Vadisine Girerken Güneşin Doğuşu :
Kelebekler Vadisi Sahili :
Yine bir hafta sonu bitmiş, ayrılık vaktı gelmişdi.
Sevgilerimle.
S / Y Denizin Fatihi
Fatih Tanış